Alzheimer hastalığı, düşünce süreçlerini darmadağın edip, onlar zihinsel karmaşa ve engellenmişlik denizinde yelkensiz bırakan, düşkünleştirici ve ilerleyici unutkanlık ile karekterize bir beyin bozukluğudur. Tüm dünyada demansa yakalanmış 20 milyon kişi vardır ve sayısız akraba ve dost büyük anne-babalarını, anne-babalarını veya eşlerini bu hastalığın pençesinde kıvranırken izlemek zorunda kalır.
Bugün artık hastalığın ileri biçim lerinde gündelik yaşam etkinlikleriyle bağlantılı işlevleri daha iyiye götüren ve bakım ve gözetim gereksinimini azaltan yeni tedaviler mevcuttur. Oysa hala daha Alzheimer hastalığı yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak geliştiğini düşünerek tedaviyi ihmal edenler vardır. Ayrıca, yaşlı insanların yanı sıra, ender olsa da genç ve orta yaşlı insanların da hastalığa tutulabileceği gerçeği de görmezden geliniyor.
Alzheimer hastası olan kişi, sağlıklı, toplumun özerk bir bireyi olmaktan çıkıp, hastalığın ileri evrelerinde hem fiziksel hem de ruhsal açıdan tamamen başkalarına bağımlı biri haline gelmektedir.
Alzheimer hastalığının tedavisi de oldukça güç ve meşakkatli olup, sadece ABD’de ki maliyeti yıllık 100 milyar dolar civarındadır. Bu kadar yüksek maliyete rağmen, kullanılan ilaçlarla ancak hastalığın seyrini yavaşlatabilmekteyiz.
Ancak tedavide yeni yeni gelişmeler yaşanmaktadır. Özellikle manyetik stimülasyon tedavisi Alzheimer ve diğer demansiyel sendromların tedavisinde yeni bir ufuk açmıştır.
Manyetik stimülasyonla beyinin belirli bölgelerine dışardan gönderilen elektromanyetik sinyallerin, gerek korteksteki hareket sistemi ile ilgili hücreleri gerekse limbik merkezlerdeki düşünce ve davranışlarla alakalı kognifif hücreler üzerine uyarıcı şok etkisi yaparak, hücre dejenerasyonunu düzeltiği, böylece hastalığın belirtilerinde ve bizatihi hastalığın kendisinde önemli düzelmeler sağladığı düşünülmektedir.
Yapılan son bilimsel çalışmalar Alzheimer hastalığında özellikle beyinin şakak loblarında metabolizma düşüklüğü olduğunu göstermektedir. Bir çok araştırmacı Alzheimer hastalığına sebep olarak bu durumu göstermektedir. Manyetik stimülasyonun, tedavi yapıldığı bölge de beyin dokusunun metabolizmasını yükselttiği; yapılan SPECT ve PET çalışmaları ile isbatlanmıştır. İşte beyinin bu bölgelerine uygulanacak olan manyetik stimülasyon seanslarının bu bölgelerde ki metabolizma düşüklüğünü ortadan kaldırarak hastalığı temelden ortadan kaldırabileceği ileri sürülmektedir.
REEM , dünyada ki bir çok modern tıp merkezi ile beraber Alzheimer tedavisi için manyetik stimülasyon tedavisini nerdeyse 3 yıldan beri başarı ile uygulamaktadır. Bu konu ile ilgili bilimsel makale olacak çalışmalarımız da devam etmektedir.
Biz klinik olarak Alzheimer ya da demans hastalığı tanısı almış ya da henüz kesin tanı konmayıp başlangıç dönemdeki hastaları önce PET (pozitron emisyon tomografi) tetkikine göndererek beyinde yeterli çalışmayan, metabolizması düşük bölgeleri tesbit etmekteyiz. Daha sonra beyin de PET filmi ile düşük metabolizmalı çalışmayan bölgelere ardışık manyetik uyarı seansları uygulamaktayız. Böylece hedefimiz mevcut hipometabolizmayı düzeltmek ve hastalardaki unutkanlık tablosu ile kognitif bozuklukları elden geldiğince normale getirmek ya da hastalığın ağırlaşmasını önlemektir.
REEM, Alzheimer gibi, beyin damar hastalıkları, Parkinson ve migren gibi nörolojik hastalıklarda manyetik stimülasyon tedavisini ülkemizde kullanan ilk ve tek merkezdir. Bu konuda merkez olarak engin bir tecrübe birikimimiz oluşmuştur. Yurtdışında ileri ve modern sağlık merkezlerinde ve hastanelerde TMS üniteleri binlerce hastanın tedavisi için hizmet vermektedir. Biz diyoruz ki, Alzheimer hastası yakınınızın git gite unutkanlık girdaplarında kaybolmasına seyirci kalmayın. Hiçbir yan etkisi olmayan bu tedaviyi uygulamaktan hiçbir şey kaybetmezsiniz. Aksine hastanız ve siz çok şey kazanabilirsiniz.
Unutmayınız ki, sağlığın bedeli yoktur..